Tarihin Perde Arkasından
Bu haftadan itibaren haftanın bir günü üniversiteden Değerli arkadaşlarım Hasan Aktan ve Mehmet Ağar bloğumda yazılarını paylaşacaklar. İsteğimi geri çevirmediler. Sağolsunlar.Okuyan, yazan , üreten ve düşünen kişiler bulmak oldukça zorlaştı. Bu kişileri bir araya getireceğimiz ortak bir platform olsun istedim. Çünkü Anı yazmak ölümün elinden bir şeyler kurtarmaktır Gide' nin dediği gibi...
Hasan Aktan bu ilginç tarihe düşülmüş not ile açılışı yaptı.İyi okumalar dileriz.
Fırat Can Ayvaz
Tarihin Perde Arkası'ndan Diyelim
William Thomas
Stead 5 Temmuz 1849’da Embleton, Northumberland, İngiltere’de doğdu.
Victoria devrinde araştırmacı gazeteciliğin öncüsü kabul edilen Stead, Pall
Mall Gazetesinde editör iken çok ses getiren “The Maiden Tribute of Modern
Babylon” adlı yazı dizisi ile çocuk fuhşuna dikkat çekmiş ve bu makalesi ile
ünlenmişti. Bu sayede reşitlik yaşı "Stead Act" yasası ile 13’ten
16’ya çıkarıldı. Bu etkiler sonucunda Stead Büyük Britanya’da modern
gazeteciliğinde öncüsü oldu. Hükümet politikalarının basın yolu ile
etkilenebileceğini gösterdi. 1890 yılında İngiltere’nin en büyük gazetelerinden
birini kurdu “Review of Reviews”(1890).
Stead 1912 yılına
gelindiğinde büyük bir savaşın patlak vereceğini ön görmüş ve bunun için
mücadele etmek istemiş. Liberal ve barışçıl bir adam olan Stead 1909 senesinde
İngiltere Parlamentosu tarafından davet edilen Türk mebuslarla ilgilenen ve
onlara İngiltere’yi gezdiren kişilerden biriydi. Bu gezi esnasında Rıza
Tevfik’e dünyanın gidişatının pek vahim olduğunu söylemiş, önlemler alınmazsa
kaçınılmaz olacak demiştir.
1912 senesine
gelindiğinde her milletten barışsever ve aydın insanları toplayıp barış propagandası
yapmaya karar vermiş ve konferanslara başlamış. Amerika, İspanya, Almanya, Fransa
ve Osmanlı gibi bir çok ülkeye seyahatler düzenlemiş. Osmanlı seyahati
sırasında İngiltere’den tanışık olduğu Rıza Tevfik ile dostlukları gelişen
Stead Osmanlı hususunda ondan yardım talep etmiş ve çok sayıda mebus ve devlet
adamı ile görüşmüştür. Son olarakta gitmeden evvel Rıza Tevfik’e “Ben hemen
Amerika’ya gidip bazı samimi dostlarımla bu işi başaracağım, mutlaka seni
getirtirim!” demiş ve gitmiştir. Dönemin Amerikan başkanı kendisini davet etmiş
ve barış konferansı yapmak istemişti. Bu davet belki de kokusu tüm dünyayı
saran savaşın gerçekleşmemesi için son çarelerden biriydi. Ancak William Thomas
Stead ve ailesi Amerika yolculuğu esnasında gemilerinin batması ile boğularak
yaşamanı yitirdi ve bu batan gemi meşhur Titanik gemisiydi. Titanik battığında
sadece aşklar değildi biten, barış umutları da beraberinde Atlantik denizinin
soğuk sularına gömüldü. 15 Nisan 1912
Hasan Aktan
Yorumlar
Yorum Gönder